top of page

ninfelsefe, genel kültür, tarih ve bilgiye dair
Tüm gerçekler üç aşamadan geçer: Önce alaya alınırlar. Sonra şiddetle karşı çıkılırlar. En sonunda aşikar oldukları kabul edilir.
Arthur Scophenhauer
Açıklanmamış karanlık bir konu, apaçık bir konudan daha önemli gibi görülür.
Nietzsche
Deli olmak, ahmak olmaktan ve kör olmak da şaşı olmaktan daha az tehlikelidir.
Gazzali
İnsan aklı, bizim onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, biz yine onu anlayamayacak kadar aptal olurduk."
Jostein Gaarder
Bir zorba, ilk kez ortaya çıktığında, kendini bir koruyucu gibi gösterir.
Platon
Kusurlarınızı söyleyen arkadaşlar edinin, dikkat edin, kusurlarınızı sadece size söyleyen.
Lao Tzu



MİT VE ANLAM - KİTAP İNCELEMESİ
Claude Levi-Strauss’un Mit ve Anlam kitabı, 1977’de CBC Radyosu’nun Ideas dizisinde yayınlanan konuşmalarının derlenmiş halidir. Söz konusu konuşmalar; ”Mit ve Bilimin Buluşması”, ”İlkel Düşünce ve Uygar Zihin”, ”Tavşan Dudakları ve lkizler: Bir Mitin Yarılması”, ”Mit, Tarih Haline Geldiğinde”, ve son olarak ”Mit ve Müzik” olmak üzere beş bölümden oluşmaktadır. Söz konusu beş bölümde Claude Levi Strauss, mitleri yeniden yorumlamaya ve mitlerin anlamdan yoksun birer hurefe gib
7 gün önce


Bilimlerin Gaye ve Sınırları: el-Gazzali - İslam Felsefesi
1058'de İran'da doğmuş olan Gazzâlî, kimilerine göre Gazâle denilen bir köyde yaşamış olmasından, kimilerine göre ise; Gazzâlî'nin baba mesleği olan ''iplikçi'' anlamına gelen ''gazzal'' kelimesinden ötürü Gazzâlî adını almıştır.
7 Eyl


Friedrich Schelling'in Sanat Felsefesi ve Albrecht Dürer'in Adem ve Havva [Gravür] Eseri Arasındaki İlişki
Bu çalışmamız kapsamında Schelling'in sanat felsefesindeki özne-nesne veya doğa-insan birliği ile Albert Dürer'in Adem ve Havva eserindeki doğayla iç içe olan insan, hatta doğanın bir parçası gibi resmedilen insan figürü arasındaki benzerlikler incelenecektir. Söz konusu iki anlayış arasındaki ilişki incelenmeden önce Schelling'in sanat felsefesi ve Dürer'in sanat eseri hakkında genel bilgiler verilecek, daha sonra da söz konusu iki anlayış arasındaki düşünce birliği analiz e
7 Eyl


ARİSTOTELES'İN "POETİKA"SINA GÖRE "MACBETH"
Bu çalışmada, bir tragedya veya şiirin nasıl olması gerektiğinin kurallarını ortaya koyan Aristoteles’in ‘Poetika’ isimli eseri temele alınarak; William Shakespeare’in ‘Macbeth’ isimli tragedyasının söz konusu ölçülere ne ölçüde uyduğu incelenecektir.
7 Eyl


APATEİZM NEDİR?
Dini ilgisizlik, ateizmden farklı olarak Tanrı inancı ya da din konularına tamamen kayıtsız olma durumudur. Bu kayıtsızlık, kişinin dini meseleler karşısında bir arayış içinde olmamasıyla da tanımlanabilir.
7 Eyl


RUHUN KANITI
Bu anlamda dindar düşünürlerin savunduğu ruhun varlığı ve onun maddeden bağımsız bir boyutu olduğu fikri çok daha tutarlı ve kapsamlıdır.. Birincisi, hepimizin kendini doğrudan bildiği bir "ben" duygusu var. Bu "ben", bedenimizle değil, sezgilerimizle, içsel bir farkındalıkla algıladığımız bir şey.
7 Eyl


ONTOLOJİK ARGÜMAN
“Ontolojik Kanıt” olarak bilinen metodun ilk temelleri, ilk defa St. Anselm , Proslogion'unda (1077–78) ve sonra Rene Descartes (1596-1650) tarafından atılmıştır. Öncelikle söylenmelidir ki bu kanıtlama metodu ilk üç metottan oldukça farklıdır. Çünkü ilk üç argüman dışsal veya ampirik dünyadan yola çıkarak bir kanıtlama yoluna gitmişti ancak ontolojik argüman bunlardan farklı olarak hiçbir dışsal veya ampirik veriye ihtiyaç duymadan sadece akıl ile mükemmel bir yaratıcının va
7 Eyl


FELSEFEDE TANRI KANITLAMALARI
Tüm mahlûkatı yaratan mükemmel bir yaratıcının var olup olmadığı sorusu tarihsel olarak çok geniş bir arka plana sahiptir ve genelde felsefe, din, bilim ve metafizik gibi alanlarda tartışılmıştır. Bu bağlamda insanlık tarihinde, yaratıcının varlığına dair çeşitli görüşler ve argümanlar ortaya atılmıştır
7 Eyl


BİLİM VE DİN KARŞITLIĞI
İnsanlar sık sık slogan ile argüman arasındaki farkı fark edemeyip ikisini birbiri yerine kullanma gafletine düşerler. Örneğin, “bilim ilerledikçe dinler yok olacak” iddiası bir argüman değil, slogandır. Amaç hakikati aramak değil, karşı tarafı alt etmektir. Bu tavır, sözde bilimsel kanıtlarla desteklenerek din ile bilim arasındaki karşıtlık bilgi temelinde ele alınır. “İnsan ile dinsizlik arasındaki tek engel bilgisizliktir” denir. Zannedilir ki bilgi arttıkça din yok olacak
7 Eyl


Komünizm ve Kadının Ortak Kullanımı
Marksizm’in toplumun geleneksel ahlak standartlarına oldukça sert bir savaş açtığını açıktır. Peki felsefi açıdan bu bir sorun teşkil eder mi? Elbette etmez, çünkü ahlaki ilkeler oluşturmada bir sınır yoktur. Zaten ego doğası gereği sınır tanımazdır. Öyle ki “ahlak” egoizme terk edilirse ortaya çıkacak olası absürt sonuçlara “marksist teori” güzel bir örnektir.
9 Ağu


İşgal Etme Yöntemleri
Bu bağlamda iki türlü işgalden söz edilebilir: fiziksel ve zihinsel işgal. Peki hangisi daha önemlidir? Bu sorunun cevabı açıktır, ancak biz yine de sözü Aliya İzzetbegoviç’e bırakalım: “Savaş, ölünce değil düşmana benzeyince kaybedilir.” O halde işgalin mahiyeti artık toprakta değil zihinlerde açığa çıkmaktadır. Öyle ki; zihinleri işgal edebilirseniz, sınırları hükümsüz kılarsınız.
9 Ağu


Eleştirel Düşüncenin İki Yolu
Herkes belli bir konu üzerinde zihinsel bir çaba gösterebilir ve sonuçta akli bir yargıya varabilir. Örneğin, “eleştirel düşünce” (critical thinking) kavramını sıklıkla duyarız.
9 Ağu


İnsanlar Azalıyor
Kapitalistin nüfus azaltma projesi iki temel yöntem ile hareket etmektedir: Doğrudan nüfus azaltma ve dolaylı nüfus azaltma stratejisi.
9 Ağu


Osmanlı'da FELSEFE Çalışmaları
Osmanlı felsefe tarihi üzerine yapılan modern araştırmalar hâlâ başlangıç aşamasında olup, uzun süre ihmal edilmiş bir alan olarak kabul edilmiştir. Geleneksel görüş, felsefenin 11. ve 12. yüzyıllarda Sünni İslam dünyasında reddedildiği ve ancak Şii gelenek içinde, özellikle de Safevi İran’ında gelişmeye devam ettiği yönündeydi.
9 Ağu


Bilinme İsteği: Sosyal Medya Etkisi
Ali Şeriati Mektuplar’ında: "Ruhum üzgün. Kalabalıklar içinde yalnızlık ve gurbet hissi yaşıyorum."diyordu. Benzer olarak, Hallacı Mansur ise "cehennem acı çektiğimiz yer değil, acı çektiğimizi kimsenin bilmediği yerdir” ifadeleriyle insan doğasındaki bu gerçeğe işaret ediyordu.
9 Ağu


Asaf Halet Çelebi "İBRAHİM" Şiirindeki Tasavvufi Sistem
Şiir üç bölümden oluşur ve ana teması “tapmak”dır. Tapmak için ise üç şey gerekir: tapılan, tapılan yer ve tapan. Yani put, mabed ve kul. Şiirde sırasıyla, üçü de yıkılır ve her yıkılıştan sonra hem dıştan içe, hem aşağıdan yukarıya bir yükseliş vardır. Dışta içe gitmek üç aşamalıdır: yani şeriat, tarikat ve hakikat. Aşağıdan yukarıya doğru gitmek de üç aşamalıdır: yani madde, ruh ve Allah. Şiirdeki her bölüm, bu mertebelerden birine tekabül eder ve aynı zamanda ontolojik bir
9 Ağu


Algoritmaya Karşı Aforizmalar
Ensesinden tuttular çocuğu, henüz ağlamamıştı. Kablolara bağlıydı, görmekten önce gösterilmek istedi, bunu öğrendi anne karnında....
9 Ağu


ADALET ÜZERİNE
Giriş Adalete yönelik güncel tabirler oldukça klasiktir. Bunlardan biri antik yunan filozofu Platon’a aittir. Platon, adaleti “her şeyin...
8 Ağu


MANTIĞA GİRİŞ
Aristoteles’in “insan doğası gereği bilmek ister” sözü kulağa romantik gelir, ama asıl mesele bilmenin nasıl olacağıdır. Bilgi, ham bir istekle değil, işlenmiş düşünceyle mümkündür. Mantığın da mahiyeti buradadır. Aklın kendi üzerine katlanmasıdır mantık; düşünmeyi düşünmenin aracı. Sanıldığı gibi sadece felsefecilerin oyuncağı değildir. Matematikçiler teoremler kurarken, hukukçular delilleri tartarken, fizikçiler hipotezleri test ederken hep mantık yürütürler.
5 Ağu
Subscribe



Tüm Kategoriler

01:27

01:13

01:59

01:08

01:00

01:13
bottom of page